29 Aralık 2012 Cumartesi

Kürk Mantolu Madonna


Sabahattin Ali - Yapı Kredi Yayınları

Coook eski bir kitap bu… Remzi Kitabevi’nden 1943 yılında cikmis ilk baskısı. Daha sonra 1998’de YKY’da basmış tekrar.  Benim okuduğum ise YKY’da 53. baskısı. Yine kitapyurdu.com’da en çok satanlar listesinde adını gördüğüm için aldığım bir kitap. Bir yerlerden de tanıdık geldi aslında, emin değilim belki de bir arkadaşımdan duymuş olabilirim daha önce. Yıllar sonra bile satış listelerinde ilk sıralarda olabilmesi kadrinin bilindiğine inandırdığı için ne kadar etkileyici… 

“Novella” diye adlandırılan sanki uzun bir hikâye gibi kitap. Dolu dolu 149 sayfa. İki kısımdan oluşuyor gibi aslında, bir dramatik, hüzünlü, sonu trajik asil hikâye bir de bu hikâyenin bize ulaşmasını sağlayan hikâye. Türk Edebiyatı Klasiklerini en çok okuduğumuz ortaokul, lise dönemlerinden tatlar alarak okutuyor kendini. Bilinmeyen kelimeleri çok olmakla beraber dip notlar o konuda yardıma yetişiyor.

Her satiri dikkatle okunması, kavranması gereken anlamlarla yüklü. Hani birçok insan kitap okurken kendine hoş gelen yerlerin altını çizer ya, daha önceleri başka kitaplarda da ayni hissi duymama rağmen, ilk kez bu kitapta gerçekten bir kalem alıp altını çizdim etkilendiğim satırların. Ama doğrusu geç kaldığım için bir suru manidar cümle ilk kısımlarda çizilemeden kaldı... İşte kitabin ortalarında beni etkileyenlerden bir cümle:

“Hiç bir hakikatin beni ondan uzaklaştırmasına tahammül edemeyeceğimi anlıyordum. Ruhlarımız için en lüzumlu, en kıymetli olan şeyleri birbirimizde bulduktan sonra diğer teferruatı görmemezlikten gelmek, daha doğrusu büyük bir hakikat için küçük hakikatleri feda etmek, daha insanca ve daha insaflı olmaz miydi?” 

Bir diğeri daha...

“Asil mühim olan, iki insanın birbirini bulması bu derece güç olan su dünyada, bu nadir servete ermekti. Öte tarafı hep teferruattı. Bunların kendiliğinden düzelmesi, asil büyük noktaya, birbirimizi bulmuş olmak hakikatine uyması lazımdı……” Fakat Raif’in de dediği gibi hayatlarımız ehemmiyetsiz teferruatların oyuncağı.

Kendi kendime birçok anlamlar bulabiliyorum sayfalarında ve tekrar okumayı da istiyorum Sabahattin Ali’nin bu eserini. Muhakemeler yapıyorum karşıdakine kendini ifade etmenin ne kadar önemli olacağı üzerine. Başka turlu geçebilecek bir hayatin bambaşka yönlere gitmesinden kopuk iletişimi sorumlu tutabiliyorum bu kitapla. Ayni zamanda Dünya’nın farklı yerlerinde iyi ya da kotu ne farklı hayatlar yaşanabileceği de seriliyor gözler önüne ama aslolan Ask iste…

Umarım sizler de okur ve neyin sizler için daha önemli olabileceği, hayatinizin gerçek anlamı üzerine düşünür, bir “hep” için mi yoksa bir “hiç” için mi yaşayacağınıza karar verir ve adimlarinizi atarsiniz.

CES


8 Aralık 2012 Cumartesi

Özgürlüğün Elli Tonu



E L James - Pegasus Yayinlari

Hikayesi guzel olunca kitaplar ne kadar guzel dolduruyor insanlarin aklini ve kalbini. Etkisinden kurtulmak guc ve istenmeyen bir sey haline geliyor.

Ordayim su an. Yine en sevdigim kitap bitti! Hatta 3 kitap bitti… Yeryuzune donmek zorundayim.  En nefret ettigim durumdayim; uzgunum, eksigim, bikkinim ayni seyleri yasamaktan her seferinde…

E L James daha ne yapsin? Sayfalar dolusu yazmis, 3 kitapli okudugum en uzun seriydi. Ama yetmedi iste. Tadi damagimda kalakaldim, bosluktayim. Tekrar baslama hissi ile dopdoluyum.

Upuzuuuuun bir satisa cikmasi bekleyisinin ardindan istahla basladim okumaya ve son kisimlarini bu sabah uyanir uyanmaz bitirdim Ozgurlugun Elli Tonu’nun, Bach’dan Marcello’yu dinleyerek… Hayaler, hayaller… “Ah Elli Elli Elli!”

Bastan sona romantizm, kavurucu bir ask, gozlerden kalbe, tenden tene akan ruhlar, cesur yurekler, korkutucu - ozgurlestirici zenginlik, sicacik bir yuva, mutlu bir aile… Doyamadan okudum her satiri, hizlica, istedim ki nufuz etsin icime bir an once. Bitti iste, maalesef bitti. 

Kalpler ve cicekler kizlari buraya! Christian yine yapti gosterisini. Bayan Grey, sizin de hakkinizi yiyemem. Hem cok guzelsiniz hem de cok akilli. Sezgilerinizle iyi anliyorsunuz, cok guzel idare ediyorsunuz O’nu. "Abayi yakmis CEO", "sahiplenici CEO", bazen arzunla "soka ugramis CEO"... Hepsi sizin, ama en cok da sanslisiniz! Dusunsenize Bay Grey’in hayattaki misyonu sizi simartmak! Agla tabi bebegim, ben de olsam aglardim. Kiskanmamak elde degil! Burcunuzun Basak olmasina da hic inanamiyorum bu arada. Bunu cok Basak kizi tanimamama veriyorum, yanlis anlamayin.

Ya Christian’in Ikizler olmasina ne demeli! Tamam, burclarinin uyumunu kabul ettim.. Ama yukseleni Aslan diye dusunmek isteyerek geciyorum bu bahsi.

Bir anlamda bir peri masali bu seri. Zannedilenin aksine karanlik degil pembe bir kitap. Evet “Grinin Elli Tonu” iddiali bir baslangic oldu. Ama “Karanligin Elli Tonu” ve “Ozgurlugun Elli Tonu” tamamen ask tuten kitaplar. On yargilarimizdan siyrilalim ve okuyalim. Okumadan atip tutmayalim, yalan haber, cirkin benzetmeler yapmayalim.+24, size soyluyorum.

Sonunda guzel bir surpriz oldu olaylari Bay Grey’in gozunden gormek. Ama yetmez sayin James, lutfen soylediginiz gibi “simdilik” bu kadar olsun! Elbette beklemiyorum Christian’in duygularini Ana gibi ifade edebilmesini ama hadii, siz bir seyler yaparsiniz :). Belirteyim diger karakterlerin hikayelerini istemiyorum, Judith McNought yaziyordu oyle bir de Maeve Binchy. Christian ve Ana'yi yan karakter olarak istemem o kadar!
Sizsiz hayat nasil devam edecek bilmiyorum. Cikmayin hayatimdan. Filminizi iple hayir hayir jetle cekiyorum. 


Gercekten Mest Olmus - Etki Altinda - CES

4 Aralık 2012 Salı

Yıldız Yaralanması



Perihan Mağden - Everest Yayinlari


Sosyal Medya'yi pek takip eder oldum. Hala bir cok insani "takip etme"yi bunyem reddetse de bazi unlulerin yorumlari, tercihleri, tarzlari ilgimi cekiyor ve izliyorum onlari. Polisiye bir filmde olmadigima gore, bildiklerim icin tehdit altinda olmam degil mi? Kimseyle paylasmiyorum onlari zaten(!)

Haftalar once Ayse Ozyilmazel "basladik bakalim" diye paylastmisti "Yıldız Yaralanması" kitabinin fotografini. Oylece aklima kazindi. Reklamin nasil olacagi belli olmuyor iste, ben tavlandim.

Perihan Mağden’in filmi de cekilen “Iki Genc Kizin Romani” adli kitabini bilirsiniz. Begenerek, heyecan ve merakla okudugum bir kitaptir. Bir de benim icin Turk yazarlarda daha once karsilasmadigim bir “ikili iliski” anlatmis olmasi oldukca ilgi cekiciydi. Filmi de basariliydi cunku oyuncular kitaptaki karakterlerle baya baya ortusuyordu. Belki Hulya Avsar beklenmedikti …  Ezcumle Perihan Mağden sicili bellegime temiz ve basarili bir yazar olarak kaydedilmisti. Ve kitabi aldim…

Ama listemde bir suru kitap vardi son zamanlarda. Ozellikle “Elli Ton” uclemesi hayal dunyami ele gecirmek suretiyle cok vaktimi harcadi. Tabi bir de 3. kitap icin 15 gun bekleme fasli var. Bir hevesle kitapyurdu.com’dan verdigim siparisin teslim suresine bakmak aklimin ucuna gelmemis. “Kitap fuarina yetistirmisler wow” diye umitle sevinmekle mesgulum…  Bu surede yasanan, yeni kitabi araya soksam mi diye git-geller ile zar zor basladim Yıldız Yaralanması’na. Ilerlemesi daha da zordu! 

Biten bir kitabin ardindan ilk kez soruyorum, bize anlatmak istenilen nedir bu eserde sevgili okurlar?

Yeni bir dizi baslamis, bir milyon bolum olmasi beklendigi icin bir yere baglanamadan biten bolum senaryolari mi okudum? Uzuuuun bir girizgahtan ibaret bir kitap! Sonlarinda bir hareketlenme olmakla birlikte neticelenemeyen olaylar...  Dogrusu hic arastirma yapmadim, bu da bir seri olabilir mi? Gelmis gecmis en cok kitabi olan seri olur kesin. Benim omrum yetmez, devam edemeyecegim.

Velhasil ben ya bir seyleri kacirdim okurken ya da bu “olmamis”. Son zamanlarda yakalandigim “derin olmayani sevmeme” hastaligi As Maca’dan sonra bu kitapla da karsima cikti. 

Kime hitap ediyor, ne anlatiyor ben kestiremedim. 
Yeni yetmelere tavsiye etsem, edemiyorum.
Icinizden geleni yapin o zaman…

CES

1 Aralık 2012 Cumartesi

Grinin Elli Tonu

 E L James - Pegasus Yayinlari



Bu eser nasil anlatilabilinir? Dusunelim.. 

Christian Grey mi yakisikli, Ana Steele mi guzel? Adam cok pis mi zengin, kiz cok feci mi romantik? Karanlik gozler mi her zaman miknatis gibi, iri mavi gozler mi hep masum? 

Bir kere de psikolijisi bozuk erkekler cezbedici olmasin canim! Fakat o zaman bu kitap okunur muydu ki? Okunurdu tabi ki, ben her kitabin okunmasi taraftariyim.. Ama gunler gecince de okundugu andaki hislerle hatirlanir miydi? Yo, yoo..

Kitap bir kere cok icten. Samimiyet, sicaklik sizi cevreliyor ilk andan itibaren.  576 sayfa boyunca ayni merak, karakterlere baglanma, hic bitmesin isteme hissiyati.. Maalesef o odaklanmayla iki gunde bitiveren bir kitap!

Yakici bir yakisiklilik ile zenginligin cekiciligi, ask beklentisi, esprilerin komikligi, ic sesin gercekliligi, okuyucuya yansitilirkenki ustalik... Muthisti! Ve evet yilardir yabanci yazarlarin cevrilmis kitaplarini okurum bu kitap ile cevirmene hayran kaldim. Kitaba okuyucuyu bu kadar dahil edebilmesi inanilmaz! Sevinc S. Tezcan, harikasin!

Bu arada kitabimiz yetiskinler icin. Bir yerde bana gore +24. Okudugum elestirilerin kayda deger cogunlugu  bu konuda cok itici oldugu kanisinda. Okumaya basladiklarina pisman olanlar, evinde bulunmasini bile istemeyenler okudum. Icimde bir yerler asiri buluyor anlatilanlari ama genele baktigimda su an o kisimlar degil kitabi tekrar okusam hissini yasatan bana. Ben Bay Grey ve Bayan Steele’nin askina sahit olmak istiyorum, hepsi bu. Ben de cicekler, kalpler, hediyeler kiziyim, napalim.

Kitap tum zamanlarin en cok satanlari arasinda, e-book olarak da oyle. Christian TT bile oldu gecenlerde. Filmi de cekilecek elbette. Insallah comes very soon. Senaryonun nasil olacagi gercekten merak uyandirici, bu icerikle. Sayin yazarimiz E L James gecenlerde Twitter’da sordu kimin Christian’i canlandirmasini istersiniz diye, oyumu Matt Bomer’den kullandim. Ama diger yorumlardan etkilenmis olabilirim.

Ben Christian Grey’i filmde kim oynasin diye biraz daha kafa yorayim madem, biraz daha hayal kurayim. Bu arada Ana’ya ilgi yok diye bizi filmde sok etmezler umidimiz.

Bu post muhtemelen guncellenir. Bitmez efendim, anlatmakla bitmez…

CES

Aşka Dair

Prof. Dr Iskender Pala - Kapi Yayinlari

Iskender Pala.. Yazarin, Sayin Profesor'un sahip oldugu bilgilerin onda birine sahip olmam mumkun olabilir miydi acaba? Ya da yaraticiliginin? Mumkunsuz.

Bilginin coklugu, yaraticiligin yuksek seviyeleri, dilin ifade guzelligi bir araya gelince her seferinde bir saheser cikar elbette ortaya. Saygim gercekten sonsuz! Fakaaat…

Bu kitap bana cok agir geldi.. Bu Ask'a benim yuregim kucuk kaldi :( Katre-i Matem’i zevkle okurken boyle bir dusunceye kapilmamistim. 

Edebiyatimizdan farkli beyitlerin incelenerek hikayelerinin anlatildigi kitap gecislerde kopmayi onlemis bir sekilde. Ancak dedigim gibi dili agir. Hedef kitlesinde maalesef ben olamadim bu dilin, coook fazla bilmedigim kelime vardi. Lise 1 yillarim geldi aklima divan edebiyatini inceledigimiz... O zamanlar iyiydim Aruz vezninde, hatirlar misiniz mef'ûlü mefa'ûlün ? :)

Eski dil ile, divan edebiyati ile daha ic ice olan insanlara tavsiye edebilirim haddim olmayarak, nacizane..

CES