Carolyn Meyer - Epsilon Yayinlari
ASTI’ye yolunuz dustuyse koridorlarda sira sira kitapcilar
gozunuze carpmistir eminim. Amaclarina uygun olarak yolculari, ozellikle beni
her seferinde cezbediyorlar. Aslinda
benim gibiler icin hic zorlanmiyorlardir, sokakta, yerlerde de kitapci gorsem
soyle bir genel kitap taramasi yapmadan gecemiyorum hic bir zaman.
ASTI’den aldim Epsilon Yayinlari’ndan cikan Kotu Kralice
Marie Antoinette adli romani. Istanbul’a donmek uzere otobuste yerime
yerlestigimde daha hareket etmeden okumaya basladim.
Ortaokul yillarimdan beri cogunlukla Ingiltere sinirlarinda
gecen Duk’ler, Kont’lar, Duses’lerle dolu ask romanlarini okumayi sevmisimdir.
Ablam’in tesiri cok buyuk tabiki hayatimin her alaninda oldugu gibi bu roman
zevkimde de. Kucukken onun aldigi kitaplari okurdum hep.
Kotu Kralice Marie Antoinette de bu sebeple belki de beni
hemen icine cekip 5 saatlik yolculugumun nasil bittigini anlamama engel oldu. Dilegim tam da buydu zira belki bircoklari
gibi o sira bir sinava hazirlaniyordum ve bolunmemem gerekiyordu genel olarak.
Ancak baska dunyalara dalmaya da siddetle ihtiyacim vardi...
Akici bir anlatimi
var, yazar Carolyn Meyer dikkati kitabin uzerinde tutmayi basariyor. Ancak yeri gelmisken son
zamanlarda cevirmenlere de saygimin
katlanarak arttigini belirtmeliyim. Cok guzel ifadelerle kitaplari dilimize
ceviriyorlar ki icinde kolayca kaybolup gidebiliyoruz.
Hikaye Marie Antoinette Fransa’ya gelin gittigi icin genel
olarak Fransa’da geciyor. Evlilik
hayati, Fransa’nin ekonomik durumu, insanlarin bakis acisi dile getiriliyor.
Annesinin istegi dogrultusunda yaptigi evlilik boyunca
kocasina olan saygisi bende de saygi uyandirdi Antoinette’nin. Durustlugun bu derecesi gercekten yuce bir karakter gostergesi bence. Sorumsuzluk ve sorumluluk, ihtisam sevgisi ve
en kotuye dayaniklilik, sadakat ve ihanet, masumiyet ve sucluluk.. Kadin olmak
ne kadar cok yonlu ve ne cok duygu barindirabiliyor icinde boyle!
Jane Austen, Judith McNaught gibi yazarlarin kitaplarini
severek okuyorsaniz, daha basit bir dilde anlatilmis ama ayni atmosferi
yansitabilen bu kitabi da okumanizi tavsiye ederim..
Okuyun siz de gorun, nicin “ekmek yoksa pasta yesinler” demis
ya da acaba demis mi gercekten?..
CES
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder